BEDEN TEMİZLİĞİNDE ÖLÇÜ.

Beden Temizliğindeki Dini ve Sıhhi Ölçüler Nelerdir?

Bismillahirrahmanirrahim.

Kıymetli okuyucularım, bir önceki yazımızda TEMİZLİKTE ÖLÇÜ başlığı altında, bir Müslümanın gerek fert olarak gerekse toplum olarak temizlik konusundaki ölçüsü nedir? ve nasıl olmalıdır? sorularına cevap arayarak temizlik konusuna genel bir bakış açısı yapmıştık.

Bu yazımızda ise, bir Müslümanın özelde kendini genelde ise çevresini olumlu veya olumsuz etkileyen BEDEN TEMİZLİĞİ ile alakalı konulara değineceğiz.

BU KONUYU NEDEN SEÇTİK veya BU KONU NEDEN ÖNEMLİ?

Din Görevlisi olarak çalıştığım 32 yıllık süreçte ve sonrasında, özellikle bu konu ile alakalı gelen sorular veya bizim sorularımıza verilen cevaplar, sohbet ortamlarında bu konu ile alakalı söylenen kulaktan dolma sözler ve doğru bilinen yanlış bilgi ve uygulamalar böyle bir yazı yazmayı gerekli (elzem) hale getirdi.

ŞÖYLE Kİ;

  • Hocam, bugün gusül abdesti alamadım Cuma Namazı kılabilir miyim?
  • Hocam, temiz değilim (!) Cuma veya normal vakit namazlarımı kılabilir miyim?
  • Hocam, bu hafta mahrem yerlerimi tıraş etmeyi unutmuşum onun için Cuma Namazına gitmedim,
  • Hocam, cünüp olduktan sonra temizlenmeden, yani gusül (boy) abdesti almadan bir namaz vakti geçerse gusül abdesti almak (yani yıkanmak) gerekmiyormuş doğrumu? gibi.

Sizlerinde okuduğunuzda veya duyduğunuzda hayretle karşılayacağınız sorular, yorumlar ve yanlış bilgiler hep önümüze geldi.

Bunlar ve bunlara benzer yüzlerce örneğini verebileceğim yanlış bilgiler maalesef toplumumuzun içinde virüs gibi dolaşmakta. Bu bilgiler nerelerden çıkıp yayılıyor ve kabul görüyor inanın bilmiyor ve hayret ediyorum.

Doğru bilgi ve bu doğru bilgilerin anlatıldığı o kadar çok yazılı, sözlü ve görsel kaynak var ki ülkemizde, onlar yerli yerince dururken, özellikle yalan-yanlış bilgilerin doğru bilgi gibi ortalıkta dolaşması ne kadar üzücü ve üzerinde düşünülmesi gereken bir konudur.

KÜÇÜK BİR KATKI

Bizde bu konuları düşünerek üzerimizde bir vazife olduğunun idrakiyle konuyu daha detaylı araştırıp, toplumun her kesiminin anlayacağı bir dille bu yazıyı kaleme almaya karar verdik ve konunun daha iyi ve doğru anlaşılması hususunda küçük bir katkımız olsun istedik. İnşallah siz değerli okuyucularımıza doğru bilgiler verir ve faydalı olabiliriz.

MÜSLÜMAN BİR FERDİN BEDEN TEMİZLİĞİNDEKİ ÖLÇÜLERİ NELER OLMALIDIR?

Bir Müslüman her konuda ölçülü olmak ve ölçülü yaşamak zorundadır. Bu ölçülülük hali beden temizliği konusunda da öne çıkar. İfrat ve Tefrit (fazla abartı ve boş vermişlik) yapmadan İslam’ın öngördüğü ölçülerde beden temizliğine dikkat etmeli, hem ibadet hayatını hem de toplumsal yaşamını ona göre düzenlemelidir.

Beden temizliğinin maddi boyutuna baktığımızda ilk önümüze gelen konular şunlardır.

  • Ellerimizin temizliği,
  • Tuvalet ihtiyacımızı giderdikten sonraki temizlik (taharet meselesi),
  • Abdest veya gusül (boy) abdestiyle yerine getirdiğimiz temizlik,
  • Avret mahallerimizin (genital bölge) ve koltuk altı kıllarının temizliği,
  • Saç, sakal, bıyık, tırnak, ağız, burun gibi bölgelerimizin temizliği… gibi konular ön plana çıkmaktadır.

Şimdi bu konulara tek-tek ve kısa-kısa değinerek izah etmeye çalışacağız.

1. ELLERİMİZİN TEMİZLİĞİ

Ellerimiz vücudumuzda en çok kullandığımız organlarımızdır. Hemen hemen her işimizde ellerimizi kullanıyoruz desek doğrudur. Onun içindir ki, ellerimizin temizliği çok büyük önem arzetmektedir. Bizim dinimiz, tuvalet sonrası temizliğimizi (taharet) ve burun temizliğimizi sol elle, onun dışındaki işlerimizi sağ elimizle yapmamızı tavsiye etmektedir. Özellikle yemeklerimizi sağ elimizle yememiz ve bunu çocuklarımıza da öğretmemiz ve alıştırmamız gerekmektedir.

Hz. Âişe (r.a.) şöyle dedi: ‘Resûlullah (sav) sağ elini temizlik ve yemek için, sol elini de tuvalette temizlenmek ve benzeri işler için kullanırdı.’ (EbûDâvûd, Tahâret 18)

Yemeğe başlamadan ve bitirdiğimizde ellerimizi yıkamamız Peygamber Efendimizin (sav) Sünnet olan en önemli tavsiyelerindendir.

Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuşlardır: “Yemeğin bereketi, hem yemekten önce hem de yemekten sonra elleri yıkamaktadır.” (Tirmizi, Şemail, 79)

TIRNAKLARIMIZIN KESİLMESİ VE TEMİZLİĞİ

El temizliğinde dikkat etmemiz gereken diğer bir konuda tırnakların kesilmesidir. El ve ayak tırnaklarımızın belli aralıklarla kesilmesi, hem çirkin görüntüleri yok etmek hem de tırnak altlarında birikebilen mikroplardan kurtulmak açısından önemlidir ve tavsiye edilmiştir. Genellikle haftada bir tırnakların kesilmesi uygun görülmüştür. Tırnaklar da cünüpken kesilmemeli ve kesilen tırnaklarda gelişigüzel yerlere atılmamalı, çevreye zarar vermeyecek şekilde ortadan kaldırılmalıdır.

2020 Corona Pandemisi sürecinde el temizliğinin ne kadar önemli olduğunu tekrar tekrar anladık. Her alandan uzmanlar defalarca bu konuyu anlattılar. Hatta bu uzmanlar, ellerin SU ve SABUN ile sık-sık ve dikkatlice yıkanmasının, dezenfektanlardan daha faydalı ve sağlığımız için daha uygun olduğunu ortaya koydular. Burada Peygamber Efendimizin (sav) öğretilerinin önemini bir kez daha anlamış olduk inşallah.

2. TUVALET İHTİYACIMIZI GİDERDİKTEN SONRAKİ TEMİZLİK (TAHARET)

Taharet konusu dinimizin temizlik konusunda en çok üzerinde durduğu ve öncellediği bir konudur. Çünkü taharet olmadan, tam olarak tuvalet temizliği sağlanamayacağı için ibadetlerimizde temiz bir şekilde yapılamayacaktır.

Şunu öncelikle belirtmemiz gerekir ki, taharet (yani tuvalet ihtiyacını giderdikten sonraki temizlik) kesinlikle su ile yapılmalıdır. Özellikle batı toplumlarında ve giderek bizim toplumumuzda da sadece tuvalet kağıtlarıyla yapılan (kuru) temizlikler yeterli görülmeye başlanmıştır maalesef. Bu son derece yanlış bir uygulamadır. Susuz yapılan temizlikler tam ve yeterli değildir, hatta bazen daha da pis bir hale getirebilir. Usul ve ölçü; önce su ve sol el ile (tabi ki sol elde bir sorun yoksa) temizlik yapılmalı, temizliğin tam olarak yapıldığına kanaat getirildikten sonra tuvalet kağıdı ile kontrol ve kurulama işlemi yapılmalıdır. Uygun olan budur. Bu konu, çocuklarımız büyürken anne ve babaları tarafından uygun üsluplarla anlatılarak öğretilmelidir. Bu konuların anlatılmasının ayıbı ve günahı yoktur. Tam tersine anne-babalar üzerine bir görev ve sorumluluktur. Ayrıca internet ortamında bu konularla alakalı eğitici videolar vardır onlardan da istifade edilebilir.

ERKEKLER DİKKAT! (İstibra ve İstinca)

Fazla ayrıntıya girmeden şunu da belirtmekte fayda vardır. Özellikle erkekler, küçük tuvalet ihtiyacını ayakta değil oturarak gidermeli ve temizliklerini yaptıktan bir süre sonra abdest almalıdırlar. Buradaki süre ve yapılması gerekenler konusu herkesin özel sağlık durumlarına göre değişkenlik gösterebilir, ama genel kural ve ölçüler şunlardır;

  • 7 ila 40 adım arası yürünmesi,
  • Öksürülmesi,
  • Olduğu yerde, ayaklarını kaldırıp indirme gibi hareketlerin yapılması, vb…

3. GUSÜL (BOY) ABDESTİ İLE BEDEN TEMİZLİĞİNDE ÖLÇÜ

Abdest ve Gusül (boy) Abdesti, Farz olduğu zamanlar dışında da, önemli beden temizliği yöntemlerindendir. Namaz Kılmak, Kur’an Okumak ve Kabe’ yi tavaf etmek gibi ibadetler için Abdest Farzdır. Cünüplük hali, kadınlar için hayız ve nifas (lohusalık) dönemlerinin bitiminde de Gusül (boy) Abdesti Farzdır.

Bunların dışında kalan zamanlarda ize Abdest ve Gusül (boy) Abdesti Sünnettir. Mesela, evden çıkarken, arabamıza binerken ve yola çıkarken, önemli bir işe başlarken Abdestli olmamız, özellikle en az haftada 1 kez yıkanmak (Gusül Abdesti) da Peygamber Efendimiz (sav) tarafından tavsiye edilmiş SÜNNET bir temizliktir.

Hadîs-i Şerîf`te şöyle buyurulur:“Her Müslüman üzerine, yedi günde bir yıkanması, Allah`ın hakkıdır.”

Bu yıkanma işleminin (gusül-boy abdestinin) Cuma Günleri, Cuma Namazından önce veya Perşembeyi – Cumaya bağlayan gece (Cuma Gecesi) yapılması Müstehaptır (yani daha çok sevaplıdır).

Resûlullah Efendimiz (sav) şöyle buyurdu: “Her kim Cuma günü abdest alırsa ne iyi eder; hele boy abdesti alırsa, o daha iyidir.” (EbûDâvûd, Tahâret 128; Tirmizî, Cum`a 5)

Görüldüğü üzere, Farz olarak gerekli olduğu zaman dışında, Abdest ve Gusül (boy) Abdesti Sünnettir ve tavsiyedir. Yani Farz olan değil de SÜNNET olan Gusül (boy) Abdesti alamadığımız Cuma günlerinde de normal Abdest alıp Cuma Namazımızı kılabiliriz, bu mesele Cuma Namazının terkine sebep olmamalıdır.

4. SAÇ ve BIYIKLARIN TEMİZLİĞİ

Saçlarımız, beden temizliğimizde dikkat edilecek yerlerin başında gelir. Saçlarımızı sık sık yıkamamız ve düzeltmemiz bizlere Peygamberimizin (sav) tavsiyesidir. Bu konuya, Peygamberimiz (sav) bizzat özen göstermiş ve Saç – Bıyık temizliğinin ve düzeltilmesinin nasıl olacağını da öğretmiştir. Kötü görüntü oluşturacak saç-baş dağınıklığından hoşlanmadığını söz ve fiilleriyle de ortaya koymuştur.

Bir gün saçı – başı dağınık ve pis bir halde yanına gelen birisini görünce, “Bu adamda, saçını yıkayacak kadar su, yatıştıracak kadar yağ yok mu idi? Nedir bu dağınıklık?..”diyerek tepkisini ortaya koymuştur.

Burada şu uyarıyı da yapmamız gerektiğine inanıyorum. Çağımızda özellikle gençlerimiz saçlarını olmadık şekillere sokabilmek için, içeriğini bilmedikleri (ve asla da bilemeyecekleri) kimyasal maddeler (jöle tarzı ürünler) kullanıyorlar. Uzmanların uyarmasına rağmen bu konuya dikkat edilmiyor ve giderek de yaygınlaşıyor.

Halbuki şu yaşadığımız Pandemi (Corona-Covid-19) süreci de gösterdi ki, beden temizliğimiz için su ve sabun yeterlidir. Yeter ki biz usulüne göre ve yeterli sürelerde bu temizliği yapalım.

Bıyıklara gelince, bıyıkların varlığı veya yokluğu dini bir konu değildir. Yani sakal gibi üzerinde Sünnet çerçevesinde durulmuş bir konu değildir. Dini olmaktan daha çok kültüreldir, yani biraz örfle alakalıdır.

Ancak, bıyıklarımız varsa bunlarında temizliğini ve bakımını yapmalıyız. Çünkü, Resûlüllah Efendimiz (sav), ashabına, bıyıkların dudaklar üzerine sarkan uç kısmından kısaltmalarını tavsiye etmiştir. Yani bıyıklar ağza girmemelidir. Bu hem sağlıklı beslenme açısından hem de temizlik açısından önem arzeder. 

Bıyıkların üzerinden fazlaca alınıp inceltilmesi de bizim örfümüze uygun olmayan bir görüntü oluşturmaktadır.

Bıyığın çok kabası da hoş değildir. Sünnet olan bıyık, kabarmayacak şekilde kesilenidir. Bıyıkları dipleri görünecek şekilde kısaltmak Sünnete daha uygundur. Çünkü, Peygamber Efendimiz (sav) de: “Benim Rabbim de bana sakalımı uzatıp, bıyıklarımı kısaltmamı emretti.” diye buyurarak bizlere de tavsiyede bulunmuştur. (Taberi, Tarih, Beyrut, 1387, 2/654-656)

Büyük ve kaba bıyıklara, ancak savaş zamanında, düşmana heybetli görünmek için izin verilmiştir. Bizim atalarımızda genelde bu hükme uygun hareket etmişlerdir.

Sözün Özü, saçımız, sakalımız ve bıyığımız varlığına veya yokluğuna göre bir Müslümana yakışır şekilde temiz, bakımlı ve düzgün olmalıdır.

5. ÖZEL BÖLGELERİN TEMİZLİĞİ  (Koltuk altı ve kasık kıllarının temizlenmesi)

Koltuk altı ve kasık kıllarının temizlenmesi de hem dini açıdan hem de sağlık açısından önemlidir. Bu konuda süre meselesi de kişilerin fıtratlarına (yaratılış özelliklerine) göre değişkenlik gösterebilir. Ancak dinimiz bize bazı ölçüler getirmiştir. Bu özel bölgelerin temizliği konusundaki tavsiye şöyledir; haftada bir veya ortalama uygun olanı 10-15 günde bir yapılmalıdır. Ancak çok-çok özel bir durum olmadıkça da 40 günü asla geçmemelidir.

Yukarıdaki soruya dönecek olursak, hiçbir Müslüman ben bu hafta özel bölge temizliği yapmadım veya yapamadım diye ne Cuma Namazını nede diğer ibadetlerini terk edemez – etmemelidir.

ÖNEMLİ UYARI; bu özel bölge temizliği bedenimizin de temiz olduğu (yani Cünüp olmadığımız) zamanda ve yine temiz olan malzemelerle yapılmalıdır. Bu da sağlığımız açısından çok önemlidir. Yeni yeni üretilen alet ve malzemeler kadın-erkek hepimize de bu konularda kolaylıklar sağlamaktadır. Yeter ki kullanalım.

6. AĞIZ TEMİZLİĞİ

Peygamber Efendimiz (sav), ‘ağızlarınız Kur’an yoludur, onu tertemiz tutunuz’ (Camiüssağir-5319) buyurarak ağız temizliğinin önemine işaret etmiştir. Burada hem maddi hem de manevi temizlik uyarısı vardır. Ancak bizim bu yazımızdaki konumuz maddi temizlik olduğu için biz işin bu yönüne odaklanacağız. 

Ağız temizliği deyince işin içine ağzımızda bulunan dil, diş ve diğer uzuvlarda (organlar) girer. Peygamberimiz (sav) diğer temizlikler gibi ağız temizliğine de çok özen göstermiş ve ashabına bu işin nasıl yapılması gerektiğini bizzat öğretmiştir. Ağız temizliği sağlık açısından da çok önemlidir. Çünkü tüm beslenmemizi katı veya sıvı hep ağızdan alıyoruz ve ağzımız ilk sindirim organı olarak görev yapıyor. Bu açılardan olaya yaklaşan alimler ağızlarımızın avret yerlerimizden daha pis olabileceğini ve özenle temizlenmesi gerektiğini söylemişlerdir.

Ağız temizliği konusunda özellikle dişlerimizin temizliği öne çıkmaktadır. Hem genel sağlık ve ağız kokusu  hem de görüntü açısından dişlerimizin usulüne uygun bir şekilde ve en az günde 2 defa temizlenmesi tavsiye edilmiştir. Hatta bu konuda Peygamber Efendimiz (sav) çok sert sayılabilecek uyarılarda bulunmuş, ağızda ve vücutta kötü kokuya sebep olabilecek yiyecek ve içecek maddelerini (soğan, sarımsak, sigara, nargile ve alkollü içecekler…gibi) yiyip – içenlerin, temizlenmeden Cami ve Cemaat gibi toplu yerlere gelmemeleri konusunda sık-sık beyanda bulunmuştur.

Birkaç örnek verelim.

  • “Eğer ümmetime güç gelmeyecek olsaydı, onlara her abdest vaktinde ağızlarını ve dişlerini temizlemelerini emrederdim.”
  • “Misvak (diş fırçası) ağzı temizler, Allah`ın rızasını kazandırır.”
  • “Dört şey peygamberlerin sünnetlerindendir: Sünnet olmak, misvak (diş temizliği) kullanmak, güzel koku sürünmek ve evlenmek…”
  • “Sararmış dişlerle huzuruma gelmeyiniz. Misvak (diş fırçası) kullanınız.” (Bezzar)

(Bugün diş temizliğinde kullanılan diş fırçaları da, misvak yerini tutar.)

AĞIZ KOKUSU; insanları toplum içinde zor durumda bırakan bir husus da, ağız kokusudur. Ağız kokusunun meydana gelmesinde, bakımsız ve çürük dişlerin rolü de büyüktür. Dişlerin temizliğine ve sağlığa dikkat edilirse, bu büyük rahatsızlık da önlenmiş olur. Önlenemiyorsa tıbbi destek alınmalıdır.

7. BURUN TEMİZLİĞİ

Burun, nefes aldığımız havanın içinde bulunan zararlı maddeleri ve mikropları, kanallar, kıllar ve sümük maddesi aracılığı ile süzerek ciğerlere temiz hava gönderir. Bunun neticesi olarak burnumuz çok sık kirlenebilen bir organımızdır. Bu yüzden de sık sık temizlenmesi gerekir. Burun temizliği konusunda Resûlüllah(sav) Efendimizin tavsiyelerinden örnekler;

  • “Herhangi biriniz abdest alacağı zaman burnuna su alsın, sonra sümkürsün (temizlesin).”
  •  “Herhangi biriniz uykudan uyanınca 3 defa burnuna su alıp sümkürsün (temizlesin)…”

İslâmiyet nezafet (temizlik) dini olduğu kadar nezaket dinidir. Bunun için burnumuzu temizlerken başkalarını rahatsız etmeden ve uluorta yerlerde çirkin görüntüler oluşturmadan yapmalıyız. Sokaklara, caddelere ve insanların oturup – kalkacağı yerlere sümkürmek veya tükürmek son derece çirkin ve sağlıksız bir durumdur. Bir Müslümana da asla yakışmaz. Dikkatli olmamızda fayda vardır. Kaş yapayım derken göz çıkarmamalıyız.

SÖZÜN ÖZÜ

Değerli okuyucularım, işlemiş olduğumuz bu konuyu birkaç cümleyle özetlememiz gerekirse, dinimizin beden temizliğimize koyduğu ölçülere baktığımızda hepsinde, hem sağlığımızla ilgili hem de birlikte yaşama kültürü açısından birçok hikmet ve sebepler görebiliyoruz. Bu temizlik ölçülerinin birçoğu zaten ibadet kuralları olarak hayatımıza girmiştir. Yeter ki bizler doğru kaynaklardan ve doğru kişilerden alacağımız doğru bilgilerle hareket edelim. Kulaktan dolma, yalan-yanlış bilgilerle hareket edersek hem yanlış yapmış hem de günah işlemiş oluruz Allah (cc) korusun.

Yazımızı Hasan Harakani Hazretlerinin güzel bir sözüyle bitirelim,

“Allah sizi dünyaya temiz olarak getirdi; siz de O’nun huzûruna kirli olarak gitmeyiniz!”

ALLAH’A (cc) EMANET OLUNUZ…

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir