HAC’CIN RUHUNU ANLAMAK 4

Yazar, Uzman Hac ve Umre Rehberi Abdürrahim Hoca.

EN BÜYÜK SEMBOL OLAN ARAFAT  VE VAKFE

ARAFAT

Mekke’nin 25 km güney doğusunda ovaya benzer bir alandır. Hac’cın asli rüknü yani şartı olan Vakfe burada yapılır.

Rivayete göre Adem (a.s) ve Havva validemiz Cennet’te yaşarken işledikleri bir zelle (Peygamberlerin yanılması) ile, dünyaya gönderildikten sonra Adem (a.s) Hindistan’ın Seylan bölgesi Serendip adasına, Havva validemizde Cidde’ye indirildi. İşlenilenzelle’den dolayı Cennet’ten ayrılışa birde eşlerin birbirinden ayrılması da eklenince koca dünya onlar için zindan oldu.

‘’Ey Rabbimiz biz kendimize yazık ettik. Eğer bizi bağışlamazsan, acımazsan, mutlaka ziyan edenlerden oluruz’’ (Araf 22) duasıyla yıllarca birbirinden ayrı kalan eşler Cebrail (a.s) mihmandarlığında bulundukları yerlerden alınarak Arafat mevkiinde bugün ki Cebel-i Rahme olarak bilinen noktada Allah’ın dilemesiyle buluşmuşlar tövbe etmişler ve Allah Teala’da onları affetmiştir. İşte Arafat dağının önemi bu tarihi olay ile başlamıştır.

Arafat ovasının ortasında, yerden yaklaşık yetmiş metre kadar yükseklikte olan Cebel-i Rahme tepesinin üzerinde beş metre yüksekliğinde dikilmiş olan beyaz taş, insanlığın anne ve babası olan Adem (a.s) ve Havva validemizin buluşma yerindeki aziz hatırayı sembol için dikilmiştir.

Arafat adının veriliş sebebi;

Cebrail (a.s) in Hz İbrahim (a.s) e, Hac’cın nerede ve nasıl yapılacağını öğretirken Arafat’a geldiklerinde ‘’arefte’’(anladın mı, bildin mi) diye sorması üzerine İbrahim (a.s) in ‘’areftü’’ (anladım, bildim) demesinden dolayı buraya ARAFAT denilmiştir. Arefearapça’da bilmek, öğrenmek ,tanımak manasına gelir. (T.D.V İslam Ansiklopedisi cilt 3 sayfa 261)

Arafat dağının özellikleri;

*Hz Adem (a.s) ile Hz.Havva validemiz Cennet’ten dünyaya gönderildikten sonra burada kavuşup tanışmışlardır.

*Hz. İbrahim (a.s) Cebrail’in öğretmesiyle Hac’cınusüllerini burada öğrenmiştir.

*Hacılar Arefe günü burada toplanır.

*Arafat bir iltica makamıdır.

*Hacılar burada vakfe yaparak Allah’a tövbelerini arz eder, bağışlanma diler ve sonunda günahlarından arınıp piru – pak hale gelirler.

Mahşerin provası Arafat’ta yaşanır.

Arafat; kabirden kalkışı ve Mahşer alanına toplanışı sembolize eder. Bütün kullar, Allah’ın huzurunda aciz muhtaç ve ümitvar bir şekilde af edilmeyi beklerler. Gönüller, gözler tövbe yaşlarıyla sırılsıklam olur. Kalplerde ki en samimi ilticalar burada dile gelir. Yaşamın bundan sonraki kısmında Cenab-ı Hak’ka en samimi sözler verilir.

Arafat, mahşeri bir tablonun dünyaya yansımasıdır. Kıyametteki halin bir kısmı burada yaşanır adeta. Herkes kabrinden kalkmış, günahlarından dolayı kendi derdine düşmüş bir hal yaşar. Çaresizlikten çırpınıp halini Yüce Yaratıcıyaarzetme halini yaşar. İnsanlar, üzerlerindeki kefeni andıran iki parça beyaz örtü ile, başlar açık ayaklar yalın bir şekilde hiçliği iliklerine kadar yaşar.

İlk Peygamber, İlk insan Hz.Adem (a.s) in ufak bir zelle ile Cennet nimetinden olduğunu, bizim işlediğimiz, işleyeceğimiz  günahlar nedeniyle Rabbimiz’in hangi mevhibeleri, nimetleri elimizden aldığının/alacağının muhasebesi gönüllere ilmek ilmek işlenir.

Arafat’ta insan, duanın, yakarışın, en içten en samimi dışa vurumuna  şahit olur. Birbirine karışan sesler, soluklar, iç çekişler tövbe ile yapılan ahu efganlara sanki meleklerin çığlıkları da katılmış gibi deruni bir hava eser, dünya ve dünyalıklardan eser kalmamış, uhrevilik ve ebedi saadet rüzgarları esmiş ve günah yükünden sıyrılmış gibi bir rahatlık gelir ardından.

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Arafat’ da çok dua etmiştir. Öyle ki bir eli yorulduğunda diğer elini kaldırmış, bütün gününü dua ile geçirmiştir.

Peygamber Efendimiz (s.a.v) ‘’Hac Arafat’ta vakfe’dir’’ buyurarak, kıyamet günü ilahi huzurda toplanışın sembolü olan bu toplantının, ’’VAKFE’’ nin farz olduğunu bildirmiş, açıklamıştır.

Arafat; yeryüzünde pek çok Peygamber’in iştiraki ile çok büyük toplulukların bir araya geldiği, dua edip Yüce Yaratıcıya yalvardığı mekandır.

VAKFE

Vakfe; durmak, beklemek demektir. Arafat vakfesi ise, belirlenen zamanda Hac için Arafat sınırları içinde bulunmaktır. Arafat vakfesi Hac’cın olmazsa olmazıdır. Çünkü Peygamber Efendimiz (s.a.v) ’’Hac Arafat’tır’’  buyurmuşlardır.

Arafat Vakfesinin zamanı:

Arafat vakfesinin zamanı, Zilhicce’nin 9. Günü, yani Arefe günü öğlen güneşinin tepeye geldiği (zeval vakti) nden başlayıp, bayramın birinci günü tan yeri ağarana kadar olan zamandır. Bu süre içerisinde her ne halde olursa olsun (uykuda, baygın, vakfenin farkında olsun yada olmasın) bir an orada bulunan Vakfeyi yerine getirmiş olur.

Arafat Vakfesi; ham olantüm duyguların terkedildiği, gönül dünyasının piştiği yerdir.

Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuşlardır; ’’Allah, Arafat ehlini semanın meleklerine över ve şöyle der. Benim şu kullarıma bakın, saçları dağınık, toza toprağa bulanmış bir halde bana gelmişler.’’ (İbn-i Hıbban)

Arafat Vakfesi; kavuşmanın, yakarışın, bekleyişin, sabrın, idrak edişin ve vazgeçişin kaynağıdır.

Arafat Vakfesi vakti girincebir ezanla iki namaz birden kılınır. Öğlen ezanı okunup vakit girince, henüz vakti girmemiş olan ikindi namazı öne çekilip öğlen namazının peşinden kılınır. Öne çekmetakdim demektir. Böylece öğlen ve ikindi namazlarının beraber kılınmasına Cem’i Takdim denir.

Akşam ezanı okununca akşam namazı kılınmaz, artık Arafat vakfesinin vakti bitmiş vakfe tamamlanmıştır ve Müzdelife’ye hareket edilir. Müzdelife’de tehir edilen akşam namazı da vakti gelen yatsı namazı ile birleştirilerek kılınır. Buna da Cem’i Tehir denilir ki Efendimiz’inVeda Hac’cındauygulamsı böyle olmuştur.

Vakfe’nin Arafat ve Müzdelife’de yapılması; ‘’Arafat’tan ayrılıp (Müzdelife’ye) akın edince, Meş’ar-il Haram’da Allah’ı anın’’ ( Bakara 198 ) ayeti kerimesinde Allah’ın emri fermanıdır.

Tarihi seyir içinde günümüze kadar uzanan ve hacı adaylarını yapıp ettikleri ibadetlerin, sembollerin hepsi, ayet, hadis ve Cebrail (a.s) in bildirmesiyle ve öğretisiyle Peygamberler’in yaşayıp uyguladıklarıdır.

Değerli okuyucularım!

Hac ve ruhunu anlamak konulu yazılarım, 2020  yılında Hac ibadetinin dünya Müslümanlarına kısıtlandığı bir döneme denk geldi. Rabbim’in her işinde bir hikmet gizlidir. Bize bu hikmeti anlayıp kavramak ve kendi nefsimize ders çıkartmak düşer. Siz değerli okurlarıma Rabbim en kısa zamanda kutsal beldeleri görmeyi, gezip gördüğümüz yerlerin ruhunu yerinde anlamayı, Arafat’ta şuurlanmayı ve hayatımızın geri kalan kısmını şuurlu bir Müslüman olarak yaşamayı, son nefesimizde de o şuurla kamil bir imanla ruhunuzu Rahman’a teslim etmeyi nasip eylesin inşaalah. Hepinizin Mübarak Kurban bayramınızı en kalbi duygularımla tebrik ederim. Hayatımız Hak’kakurbiyet olsun inşaalah.

Not: Hac ve Umre’ de ibadet yeri Mekke, ziyaret yeri ise Medine-i Münevvere’dir. Kısmet olursa bayramdan sonraki yazılarımızda umre ibadetini anlatırken Medine ve ruhunu işlmeye gayret edeceğim.

You may also like...

3 Responses

  1. Fatih Taşcı dedi ki:

    Hocam ziyadesiyle istifadeetik elinize kaleminize sağlık

  2. Resul Karataş dedi ki:

    Allah senden razı olsun hocam
    Yazını okurken Arafat a gitmiş gibi oldum.

  3. Murat Taşci dedi ki:

    Abim, Rabbim istifade edenlerden etsin inşallah. Hakikî iman ile Rabbim cümlemizi serfiraz eylesin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir